Eren-Ayşe
Kızımın ayrı yaşamasına alışamadım
- Eren’in çocukluğunu düşündüğünüzde aklınıza gelen ilk şey ne?
Ayşe: Çok uyuyan bir çocuktu. Hep uyurdu. Ruhsal açıdan çok gelişmiş bir çocuktu. Çocukluğundan beri onu tanıyan herkesten tebrik ve teşekkür aldım. Diyordum ki: “Bu çocuk ne yapıyor onlara da, bu insanlar beni tebrik ediyor!” Arkadaşlarının arasında yapıcı ve ilişkileri güçlüydü.
- Siz ne hatırlıyorsunuz çocukluğunuza ilişkin?
Eren: Benden 2 yaş küçük bir kız kardeşim var. O benden daha çok konuşan, sesi çıkan taraftı. Bense susan taraftım. Ama daha hareketli ve kendi çapında biriydim. Kendi dünyam vardı. Siz beni bir bahçenin içinde bıraksanız ben çok keyifli zaman geçirirdim. Çünkü orada yaşadığımı hayal ederdim. Farklı bir hayal dünyam vardı. Cesur bir çocuktum. Bir çok arkadaşımın yapmayacağı ya da yapmaya çekineceği şeyleri yapardım.
- Hangi noktalarda çatışıyorsunuz?
Ayşe: Ben kızlarıma full time annelik yaptım. Galiba anne olmak için gelmişim dünyaya. Çünkü ne yaparsam yapayım hep annelik ağır bastı benim için. Çok düştüm üstlerine. Tabii ki sıkıldıkları zamanlar oldu. Şimdi uzakta Eren. Ama antenlerim ona yönelik yaşıyorum. Bahçemde çiçeklerimle uğraşırken bile aklım onda. Annelik bitmiyor hiçbir zaman.
- Uzakta derken, ayrı mı yaşıyorsunuz?
Ayşe: Eren ayrı oturuyor 2 yıldır. İşleri çok yoğun, görüşemiyoruz. Eren’in hayatı kolay olsun diye bu konuda ona destek verdim. Fakat ayrılık çok koydu. Hâlâ koyuyor, alışamadım. Arkadaşlarım bana; “Eren nasıl” diye sorduklarında benim gözlerim doluyor.
- Çocuk Eren’in gözünden annesi nasıl görünürdü?
Eren: Şu yaşıma geldim ve annemin daha anne rolünde olduğunu düşünüyorum. O zamanlar annem, birçok kişinin annesinden daha farklı gelirdi bana. Benim annem daha hareketli, daha renkliydi. Çok kahkaha atan bir kadındı. Kimsenin annesinin o kadar kahkaha attığını hatırlamıyorum.
- Çocuğunuz şimdi milyonlar tarafından seviliyor olması nasıl bir duygu?
Ayşe: Çok güzel ama ben hiç o tarafını düşünmüyorum. Ben daha çok kızım karnını doyurdu mu, günde bir elma yedi mi, portakal suyunu içti mi derdindeyim. İşin şöhret tarafını hiç duyumsayamıyorum. O hep benim küçük bebeğim.